Kedilerde karın zarı iltihabı (Peritonit)

sokak kedisi

İnce ve sulu bir zara sahip olan karın zarı, peritoneum ismiyle de bilinir. Kedilerde karın zarı oldukça hassas bir yapıdır. Eğer bu bölge hasar alırsa, karın zarı iltihabı (peritonit) yaşanır. Eğer kedilerde karın zarı iltihabı yaşanırsa, bunun sonucunda hayvan ameliyata alınmak zorunda kalınır. Söz konusu bölge, bu derece önemli bir yapıdır. Eğer ameliyata alınmaz ise, kedinin hareket ettiği her anda karın zarının diğer dokulara teması nedeni ile acı çektiği görülür.

Karın zarı iltihabı ve yaralanmalarında, tıpkı kediler gibi köpekleri de oldukça etkileyen bir sıkıntıdır.

Belirtileri Ve Türleri

  • Ateş
  • Kusma
  • Karın ağrısı
  • Kedinin acıyı hafifletmek için “dua etme” pozisyonunda durması
  • Kan basıncının düşmesi ve çok belirtileri
  • Kalp atışlarının hızlanması
  • Kalp atışlarında ritm bozukluğu

Sonuçları

  • Karın zarı iltihabı (peritonit) ile ilgili olarak;
    • Zararlı maddelerin kana dağılması
  • Vücudun herhangi bir yerinde, tıpkı karın zarı iltihabı gibi ikinci bir iltihap vakası görülmesi
  • Genel olarak;
    • Karın zarında ya da iç organlarda çeşitli yaralanmaların olması
  • Bakteriyel ya da kimyasal sorunlar;
    • Cerrahi alanların açılması
    • Etkili karın yaralanmaları
    • Sert karın travmaları
    • Pankreas ile ilgili pek çok iltihaplanma
    • Karın bölgesinin irin ile dolması
    • Ciğerin iltihaplanarak apse yapması
    • Prostat ile ilgili sorunlar
    • Safra kesesinin, mesanenin ya da ödün parçalanması

Tanı

Öncelikli olarak veterinerin kediyi iyi bir muayeneden geçirmesi gerekiyor. Muayene esnasında kan alma, idrar tahlili, kandaki kimyasalların analizi gibi pek çok uygulama titizlikle gerçekleştirilmelidir. Tüm bunların yanı sıra, tıpkı bir doktora kendi sağlık öykünüzü anlatır gibi, veterinere de kedinizin hastalık öyküsünü, belirtileri, çeşitli semptomları ve gereken diğer bilgileri doğrudan aktarmanız gerekiyor. Çünkü bu sayede veteriner de hastalığı daha rahat bulacak, belki de iç organlar ile ilgili olan sıkıntı daha çabuk teşhis edilecektir.

Röntgen ve ultrason sonuçları, karın bölgesindeki sıvıları, gazı ve abseleri görebilmek için kritik bir öneme sahiptir. Eğer karın bölgesinde bir takım sıvılar bulunuyorsa, tahlil için bu sıvılardan örnekler alınmalıdır. Sıvı örnekleri, abdominocentesis ismi ile bilinen bir yöntem ile kediden alınır. Sıvılar laboratuvar analizleri için tüplerde saklanırlar. Eğer bu yöntem ile sıvı alınamadıysa, kedinin midesi yıkanır.

Tedavi

İltihaplanma yaşayan kediler mutlaka uygun hastanelerin iç hastalıkları ünitelerinde akışkan ve elektrolit terapilerle müşahede altına alınmalıdır.

Eğer kedinizin asıl sorunu kalp krizi ile ilgili ise, diyet programı da düşük sodyum bazlı olarak yeniden düzenlenmelidir.

Eğer kedinizin beslenme ile ilgili bir sorunu varsa, beslenme tüpü doğrudan sindirim sistemine yerleştirilmelidir. Ya da gıda maddeleri kediye enjekte edilir.

Bu süreçte kediniz stabilize bir halde ise, veteriner de tıbbi tedavilerini uygulamaya başlayabilir.

Kediniz ile ilgili problem bakteriyel ise, bu daha büyük bir soruna işarettir. Bu tür zamanlarda, iç hastalıklarda yatan kedinizin uzman doktoru gerekli gördüğü her an kan testleri yapabilir. Bunun dışında, gün aşırı olacak şekilde kan kontrolleri, kan işlemleri ve gerekli testler yaptırılmalıdır. Bu sorun çok kritiktir, çünkü pek çok kedi bu nedenle hayatını kaybetmektedir.

Tedavi Sonrası Yaşam

Eğer kediniz cerrahi bir müdahaleye maruz kaldı ise, tedavi sonrasında uygun ve korunaklı bir yerde dinlenmeye çekilmelidir. Kesinlikle diğer hayvanlardan ve çocuklardan uzak tutulması gereken kediler, bu süreçte iyi bir diyet programı ile beslenmelidir. Kedilerin beslenme programları, karınlarına baskı oluşturmayacak şekilde yapılmalıdır.

Bu sürecin ardından, akla gelen tüm sorular ve şüpheler, gerek kısa zaman zarfı için, gerek ise orta ve uzun vade adına veterinere danışılmalıdır. Kedinizin sağlıklı bir hayat kavuşması ve operasyonlar sonrası hızlı iyileşmesi için kesinlikle uzman doktorların ve veterinerlerin tavsiyeleri esas alınmalıdır. Bu şekilde kediniz de daha çabuk kendine gelecektir.

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir